23 Kasım 2010 Salı

HÜKÜMSÜZ

yolsuz
yordamsız
ve tüm olumsuzlukları yüklendim omuzlarıma
tüm tezatlara tezat
tüm yargılara yergilere ve eleştiriye kapadım kulaklarımı
umrumdamı dersin
konuş
konuş susma
duymam ki
sana bile sağır artık
sana bile sitemkar
sen konuş
ben dinlemem
hüküm yok
suç mu
suçsa kabul
cezam?
ver
hadi kes cezamı
sen konuş
ben duymam ki
ama çekerim cezamı
duyu hükümsüz
kulak hükümsüz
ben hükümsüz
sen yinede susma konuş....

Suzan DİNLER

YANLIZLIK

 


iki kişilik koltukta tek başına seyahat etmekti yanlızlık
ve sebebi bilinmez nedensiz tercihti
incir çekirdeğini dolduramadık
sebebepleri sıralarken
iki kişilik koltukta cam kenarında oturdum
koridor tarafı hep boştu
ve yol hiç bitmedi
yanlızlık uzun sıkıcı bir seyahat...
bir yanım kal dedi
bir yanım kalk
tek bir harfe mahkumdum
değiştirmek için hayatımı
ya kalacaktım yanlızlığın koynunda
tek başma öylece cam kenarında
ya kalkacaktım yerimden
iki kişilik koltuğumdaki yanlızlığımdan
inecektim müsait bir yerde
senden geçen yol üstü bir kaldırıma
doğrultacaktım istikametimi
karar zordu
koltuk iki kişilik
ben yanlız cam kenarında
sol yanımsa hala boş
ya kal ya kalk
ama karar hala meçhul
şimdi ben kaldımmı
yoksa kalkıyormuyum?????


gam kenarı bir yolculuk
biz durduk
aslında gidebilirdik
geçmiş bile geçmişken
ben geçememişim ki
indik
en müsait yerinde hayatın
gidişine bin türlü anlam yükledim
oysa
oysa kal desem kalırdın biliyorum
kal desen kalırdım
ne ben dedim ne den sen
sustuk
indik.


Suzan DİNLER 05.06.2010

ASLINDA


Aslında hiçbir şey kâr değil insana; Ne gücü, ne zayıf yanları, nede yüreği.Gölgesi bir haç gölgesidir kollarını açsa Ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi Tuhaf bir ayrılıktır.hayatı kapkara.Mutlu aşk yok ki dünyada.Aslında saçma olan her şeyi yoğurur hamur gibi.ve midesine oturtur tüm sahte neşeyi.değeri ölçümsüz sayılan sevgiyi.ençok enyakını yaralarya sevdiğini.acayip bir yabancılaşma.hayat şimdi zindan.aşk yok ki dünyada.
Aslında hiç var olmadı ki kandırdık belliki kendimizi sıcaklıkta bir soğuklukmuş ya işte en soğuk bakışlara hapsettik sahte sevgiyi buz gibi dondurduk sıcak iklimine kandığımız kişiyi sahtelik bizdeydi belki ben olmayı öyle çok benimsettik ki gönül çehresi bizi yadırgadı aslında yokluğuna alışıktı bu yürek varlığını hiç hazmedemedi ki
Aslında var olma amacını bile çözemedim hala yanımda olma ihtimalin neydi neden di ve değer bir evet miydi söylenen ya da benden beklemen doğru muydu hayır dememek evet demek miydi aslında sessiz kalmak kabullenmek miydi
kadere mahkum makus talihini yaşarken neyin peşinde ne için bu savaş aslında hala çözemedim mutlu aşkı ararken neleri yitirmişim susmuş kabullenmişim yazına kanmış fırtınasında boğulmuşum aslında ben hala ne istediğimi çözememiş yaşadıklarımı kar almadan aynı zararla devam etmişim ve hala etmekteyim mutsuz aşklara gebe sahte sevgiye göz kırpar olmuşum ve aslında hiç bir şey kar değilmiş insana kavramışım ne gücü ne zayıf yanları ne de yüreği…

Suzan DİNLER...2010

22 Kasım 2010 Pazartesi

BEN ARTIK TEK BAŞINA BİR KALABALIĞIM

ben sana yanlızlığımı verdim... hani o kimselerle paylaşamadığım... kimseleri değer görüp sunamadığım hazinem... ben sana yalın yanlız sadeceliğimi sundum... daha ne vereydim ben sana bana ait bir dünya sundum kendimin bile zor sığdığı beni bile anca alan... şimdi kendimi çıkardım sırf sana daha çok yer kalsın diye yanlızlığı sana bıraktım... ben artık tek başına bir kalabalığım

SUZAN D...

BİRGÜN BİLMEM HANGİ GÜN

yalın ayak gelsem sana
bir ceket bile almadan
açar kapıyı buyur edermisin içeri...
sorgu sual olmadan
oturturmusun sol köşeye beni...
geç yada erken bilmem
günün birinde beklemediğin bi anda
 çıksam karşına neden demeden sarılırmısın boynuma...
hiç sorma neler geldi başıma deyip sormadığın her soruya cevaplar yetiştirsem
 yine dinlermisin can kulağıyla beni
bir gün bilmem hangi gün çıksam karşına
ben geldim desem
hoş geldin bende seni bekliyordum dermisin bana
yoksa kusura bakma deyip yol mu gösterirsin geri
bir gün bilmem hangi gün
bilsem gelirdim inan...

SUZAN D. 18.10.2010

KİME İNANILIR?

Arka fonda bir ayrılık şarkısı ve sen ben geldim diyorsun inandırıcılığı kalmayan bi melodi fısıldanıyor kulağıma vazgeçtim gözlerinden bir sen söylüyorsun birde arka fondaki sezen kime inanırım şimdi ben ki bir şarkıyla gitmiştin benden ben hiç inanmamıştım kapamıştım susturmuştum o zmn gelde inanma onca zaman geçti üstünden baktım bakındım arandım bekledim sen gitmiştin doğru söylemişti şarkıdaki ses işte gidiyordun birşey demeden arkanı dönmeden şikayet etmeden işte gittin şimdide geldim diyorsun vazgeçtim gözlerinden sözleri eşliğinde ben şimdi kime inanırım söyle...
SUZAN

PARANOYA BULAŞTI AKLIMA...

Hafiften ateşlendim yine hastalık hali her kış sarıp sarmalar beni direncimde git gide düşer yıpranır yığılır vücudum benden habersiz bi savaş halinde tıpkı yüreğimle aklım gibi aklım unut dedikçe yüreğin isyanlarda hayır nidalarıyla saldırır akıl odalarıma kurulmadık hayal düşünülmedik yarın bırakmaz aklım epey karışık şu aralar yorgun bitkin savaşta yenilmeye yüz tuttu anlayacağın yüreğim haddinden çok güçlüymüş yeni yeni anladım öksürük sesleri böler uykumu gece boyu sürer ilaçta çare etmiyor doktor herkesle aynı cümleyi kurdu ben her zamnki kadar şaşkın zamanla geçer bol ıstırahat etmelisin oysa giderken sende demiştin zamanla geçer unutursun gidişin üzerinden kaç zaman geçti hala yüreğim aklıma kafa tutuyor şu zaman dedikleri meret ne yalancı yada doktorlarmı bilemedim zamanla soğuk algınlığı evet elbette geçiyor ağır tahribat ardından bir bağışıklık kazanmanın zaferiyle herşey yolunda ta ki bi sonraki kışa değin peki bu yürek hangi kış bitiminde hangi baharda bir zafer kazanıp unutur seni unuturda ağır tahribattan galip çıkar ben bilemedim hangi zamanda yada söyleyin doktoruma ilaç vermesin artık nasılsa alt tarafı grip ilaçla bir hafta ilaçsız 7 gün yüreğe çaresi yoksa doktor kes ilaçları sabahımı öğlenimi akşamımı tadı yavan lezzetlere bulama aklımda karıştı kaç öğündü bu aşk yarasının ilacı 7 /24 mü?


SUZAN 20.11.2010

SUSTUM...

Ağız dolusu bir küfür savurdum şöyle gelmişine geçmişine diye başlayan sonra sus dedi dilim sus gelmişin o geçmişin o iken şükret dua et minnet et edecek birçok şey varken hele yüreğinin derinliklerinde pamuklara sarıp saklarken küfür niye... dillendiremedim ettiklerini SUSTUM...
SUZAN
4.11.2010

BİR SEN TEK SEN

Anamın ak sütü gibi helaldi sana aşkım
ne bir harama tamahım ne sana edilmiş niyete halel getirir aklım
sümme haşa el değdirmem adın düşeli adımın yanına
gönülden gönle bağdı yaşadıklarım
ki hiçbir bağ kuvvete takavül etmezdi böyle
göz gördü gönül razı
dilektir sana emanet edilesi bu beden
olacaksan bir sen tek sen...

SUZAN D.....

20 Kasım 2010 Cumartesi

SON LİMANIM BEN...



ne kadar gitsende kaçamazsın gözlerimden
bilirsin hapissin bende sen
git ellere
git başka yerlere
dönüp dolaşıp uğrayacağın son limanım ben
ne kadar gitsende kaçamazsın benden
inkar et kolaysa
bak hadi kaldır başını
gözlerime değsin gözlerin
cesaretin varsa söyle
sevmiyorum de
nefret cümleleri savur
istersen söyle
söyle ve kaç git
becerebilirsin bilirim
cesaret işidir aşk
ve nefreti barındırır koynunda
ne kadar nefretin hadi haykır bana
sevimsiz cümleler sırala
kolay değil be sevgilim
sen git başka bedenleri durak bil
mola ver
git onlara dilinin ucuyla iltifatlar kondur
hatta öp dudağından yalandan
yalandan aşkım de
yalandan sev
yalandan seviş
kendinide kandır sevdim diye
sen bile bilmezsin gerçeği
asıl aşk bende
sevda bende
yıllar geçsin
son demlerinde zihnine düşen benim gözlerim olacak
son sözlerin benim adım olacak
hasretle özlemle düşlerin beni soracak
hatıralarında en geniş yer bana ayrılacak
sen kandır şimdilerde kendini
en şehvetli öpüşü dudaklarımda özleyeceksin
ve ellerin arayacak bedenimi
şimdi git
beni ara başka bedenlerde
başka tenler unutturmaz ya hafifletirmi özlemimi
kandır kendini sevgili
kandır kendini
dönüp dolaşıp uğrayacağın son liman ben olacağım
ömür senin
dilediğince iskeleye yanaş
dilediğince limana demir at
dilediğin şehirden bir diğerine göç
ömür senin sevgili
bensiz heba et
dönüp dolaşıp uğrayacağın ben olacağım
ama bilmen gerek
dönüp geldiğinde ben olmayacağım...


SUZAN D. 07.10.2010

13 Kasım 2010 Cumartesi

YETİŞEMEDİN...

satırlarca uzandım sana...
yetişemedim,
sayfalarca debelendim...
yetişemedim,
anadan üryan hayaller harcadım
en saf en berrak en su misali...
yetişemedim,
şimdi giden sen,
şimdi bu hallerin sebebi
şimdi terk -i diyar eyleyen sevgili
sitem mi ediyorsun?
bir duru beceremedin
bir kalayım demedin
bir dönüp bakmadın
şimdi nefret mi ediyorsun?
yetişmedin!!!

SD

ÇIKMAZ SOKAK

keşke sevmek yetseydi
sözcükler affettirseydi olanları
yaşanmamış sayabilmek için cümleler yeterli gelseydi
ama olmuyor işte
sözler havada kalıyor
zaman askıya alınıyor
sonrasıda koskoca boşluk
arada var olduğunu hatırlatmak amaçlı bikaç eğreti sözcük
seni seviyorum
anlamını yitireli epey oldu
sevgi emek istermiş
sevmek cesaret yürek istermiş
bizdeki aşk değil
sevgi değil
belkide en masum en doğru açıklama
ten uyumu
tanıdık bir vucutta
tanıdık bir nefes
aynı şehrin çocukları gibi
her yolun çıktığı yeri bilmek
çıkmaz sokakları dahil
ama artık yabancı şehirlerde yollarımızı kaybettik
hiçbir yer tanıdık değil
ve her sokak çıkmaz
SD

SUS...

şimdi suskunluğu giyin üzerine
hani sana o en çok yakışan elbise
çenenin kapalı hali
tam otururdu üstüne
açardıda hani seni
şimdi kapa çeneni
en yakışıklı halini sun bana
suskunluğu giy
yakasınada tak medeniyet yularını
en medeni halin buydu sanırım
çenenin kapalı hali ve boynunda medeniyetin timsali ...